#MilliTeknolojiHamlesi, yüksek teknolojide kendimize ait ürünler geliştirmemiz yönüyle çokça biliniyor artık.
— Mehmet Fatih KACIR (@mfatihkacir) December 6, 2020
Fakat aslında bu hamle, eğitimden uluslararası ilişkilere, kalkınmadan sürdürülebilir yaşama çok boyutlu bir strateji ve bakış açısı.
Ortak umutlarımızın adı... pic.twitter.com/9q8psPho5M
Milli Teknoloji Hamlesi, yüksek teknolojide kendimize ait ürünler geliştirmemiz yönüyle çokça biliniyor artık. Fakat aslında bu hamle, eğitimden uluslar arası ilişkilere, kalkınmadan sürdürülebilir yaşama çok boyutlu bir strateji ve bakış açısı.
Özgürlük, refah, güvenlik… İnsanoğlunun vazgeçilmez arayışları… Vatandaşların devletlerinden beklentileri… Tam Bağımsızlık ise devletimizin bu hak ve beklentileri karşılayabilme kudretinin teminatı.
İşte Milli Teknoloji Hamlesi, Tam Bağımsızlık idealinin adı. Diğer ülkelerle işbirliğini ve ticareti geliştirirken, kimseye muhtaç olmamanın, bir başka deyişle özyeterliliğin, sahada da masada da kimseden geride kalmamanın adı.
Toplumun tüm kesimlerince takdir edilen savunma sanayindeki millileşme adımları Tam Bağımsızlık iddiasının nişaneleri.
Artık bu adımlar, diğer sektörlere de hızla yayılıyor ve teknolojinin tüm alanlarında başarı hikayeleri günden güne çoğalıyor. Ki enerji teknolojilerinden finans teknolojilerine, tarım teknolojilerinden sağlık teknolojilerine kritik ürünlerde milli üretim kabiliyeti Tam Bağımsızlık için olmazsa olmaz.
Bu başarı hikayeleri özgürlüğümüz ve güvenliğimiz için olduğu kadar refah artışımız için de umut verici. Milli gelirimizi artırmamızın yolu daha yüksek katma değer üretebilmekten ve ürettiğimiz nitelikli ürünleri dünyaya satabilmekten geçiyor. Savunma sanayinde özgün ürünlerimizi yıldan yıla daha yüksek düzeyde ihraç ediyoruz. Adım adım tüm sektörlerimizde daha yüksek teknolojili ürünler üretmeyi başardıkça, ekonomimiz büyüyecek ve daha yüksek refah düzeyine erişeceğiz.
Burada vurgulanması gereken bir husus Milli Teknoloji Hamlesi yaklaşımının en değerli kıymetinin insan olması. Sermaye ya da kar odaklı değil, insan odaklı bir bakış açısı… Bu, fırsat eşitliğinin olmazsa olmaz oluşunu beraberinde getiriyor. Herkese, hayatın ilk dönemlerinden itibaren geliştirme ve üretme imkanı sunulması… Hayal etmenin, düşünmenin, araştırmanın, tasarlamanın, imal etmenin; akıl teri ve alın teri dökmeye talip olan herkes için mümkün olması fikri, bu bakış açısının temelini oluşturuyor.
Bu anlayışla ülkenin dört bir yanına yayılan ve dünyanın her yerine yayılması hedeflenen eğitimler olmazsa olmaz. Bu eğitimlerin ana fikri yenilikçi düşünen, sorgulayan, çözüm üreten, takım çalışması yürüten, dünyaya değer katan, girişimci bireyler yetişmesi.
Dijital teknolojiler, hayatın her alanını hızla dönüştürüyor. Bu dönüşüm işgücü ihtiyaçlarını da büyük bir hızla değiştiriyor. Yapılan pek çok çalışma, bugün insan emeğiyle yapılan işlerin önemli kısmının, yıkıcı teknolojiler sayesinde yakın gelecekte bilgisayarlar tarafından yapılacağını gösteriyor. Bununla birlikte, bu bilgisayarları, bu bilgisayarlarla çalışacak donanımları ve yazılımları, bu donanım ve yazılımların güvenliğini sağlayacak programları geliştirecek ve bu teknolojilerden yararlanacak yetkinliklere sahip insanlara ihtiyacımız olacak. Milli Teknoloji Hamlesi, bu dönüşüme hazırlıksız yakalanmamak için adımlar atmanın, insanımıza ihtiyaç duyduğu yetkinlikleri kazandırarak refah düzeyimizin sürdürülmesi ve yükseltilmesi hedefine yönelik politikalar geliştirmenin adı.
Bu fikirler, Türkiye ile sınırlı değil. Dünyanın her yerinde, herkes için bu imkanların oluşturulması, temel haklar arasında sayılmalı. Nasıl ki herkese okuma yazma yetkinliği kazandırılması eğitim sistemlerinin ödevi ise, bugünün dünyasında üretim için temel koşullar olan bu yetkinliklerin kazandırılması da eğitim sistemleri için bir zorunluluk.
Yıkıcı teknolojilerin getirdiği yeniliklerin şekillendirdiği bu dönem, dördüncü sanayi devrimi dönemi olarak tanımlanıyor. Bu kez, öncekilerden de hızlı bir değişimin içinde dünya. Fakat, bu değişim sonucu ortaya çıkan ekonomik büyüme ve imkanlar tüm dünyaya adil şekilde dağılmıyor. Tıpkı öncekilerde olduğu gibi… Belki teknolojiye erişimin adil düzeyde olmasa da yıldan yıla dünyaya yaygınlaştığı söylenebilir. Fakat, teknoloji geliştirme ve üretim süreçlerine katılım imkanlarının dünyanın pek çok ülkesine yayıldığını iddia etmek imkansız. Bilakis, iki üç ülkede ortaya çıkan birkaç şirket, yeni dönemin teknolojilerine yön veren büyük veri sahipliğinde küresel tekeller haline geldi. Bugün artık, doğdukları ülkelerde dahi bu şirketlerin geldikleri tekel konuma karşı alınması gereken tedbirler tartışılmaya başlandı. Herkesin verisine sahip, herkesin kararlarına etki eden bu şirketlere karşı bireyin özgürlüğünün korunması Milli Teknoloji Hamlesi’nin öncelikli meselelerinden biri.
Yenilikçi fikirlerin hayata geçmesiyle kurulan yeni girişimler, bu dönemin yükselen yıldızları. Fırsat eşitliği her alanda olduğu gibi bu alanda da sunulmalı. Fikri olan, değer üretme çabasında olan herkese imkan tanınmalı. Girişimcilik, sadece bir avuç sermaye sahibi ya da elit için değil, çaba gösteren herkes için bir seçenek olmalı. Bu hedefle, Milli Teknoloji Hamlesi, girişimcilerin önünü açmayı amaçlıyor.
Sürdürülebilir bir yaşam için karbon salınımının azaltılması ve doğanın korunması hedefiyle yeni malzemelerin ve teknolojilerin geliştirilmesi fikri dünyada hızla yaygınlaşıyor. ‘Kıyametin kopacağını bilseniz de elinizdeki fidanı dikin’, ‘ırmağın kenarında dahi suyu israf etmeyin’ anlayışına sahip bir medeniyetin çocukları olarak bu fikrin, doğa dostu üretimin ve verimliliğin öncüleri olmalıyız. Bunun yolu da bilimsel araştırmalardan geçiyor. Bu araştırmaları yapacak insanlara imkanlar sunulması, ihtiyaç duydukları altyapıların sağlanması gerekiyor. Milli Teknoloji Hamlesi, bu çabaları önceliklendiriyor. Ülkemizin ve insanlığın öncelikli ihtiyaçlarına cevap verecek bilim insanları ve araştırmacılar için fırsatlar sunuyor. Bilime, bilim insanlarına verilen değerle, dünyanın dört bir yanından bilim insanlarının araştırmalarını ülkemizde sürdürebilmeleri hedefiyle adımlar atılıyor.
Kısaca ifade etmek gerekirse, Milli Teknoloji Hamlesi Türkiye’nin özgüveninin adı. Geleceğe dair ortak umutlarımızın, ortak başarılarımızın adı. Bilgi üretmede dünyada günden güne daha iyi bir yerde olmamızın, küresel sorunlara esaslı çözümler sunabilmemizin, insanlığı yeniden medeniyet değerlerimizle buluşturmamızın adı.
Hep birlikte başarıyoruz, başaracağız.
Mehmet Fatih Kacır – Sanayi ve Teknoloji Bakanı